Herkes mutlaka dedikoduya mevzu olmuştur veya dedikodu yapmıştır. Ve herkesin dedikodu hakkında düşünceleri aynıdır hepimiz günah ve kötü bir şey olduğunu biliriz . Ama yinede dedikodu vazgeçemediklerimizin arasında yer alır.
Aslına bakarsanız dedikodu, bazen gerçeklere dayanan, bazen ise gerçeklerle alakası olmayan bir bilgi alışverişidir bana göre. Ve dedikodu çoğunlukla insanların özel yaşamını konu alır kendine. Kadınlara has bir özellikmiş gibi tanımlanan dedikodu erkekler tarafından yapıldığında sohbet ya da muhabbet olarak adlandırılır. Gerçekte dedikodu yapmak tek bir cinse özgü bir durum değildir. Duygusal durum, kişilik özellikleri, toplumsal ve moral değerler dedikodu yapmanın nedenlerini açıklayabilir belki.
Söylenti ise söylentiye karışmış kişiler için çok büyük önemi olan olaylarla ve konularla ilgilidir. Ve bunların doğruluğu da yanlışlığı da ispat edilmiş durumda değildir. Söylentiler çoğunlukla belirsiz durumlara açıklık getirme çabası izlenimini verir, oysa dedikodu yapmak daha çok kişisel nedenlere dayanır. Belki de söylentiler hayatın getirdiği belirsizliklerin üstesinden gelmenin bir yoludur.
İnsanlar genelde tam bilgi sahibi olmadıkları ama merak da ettikleri şeylerin dedikodusunu yaparlar. Ya da varolan bir durumun normal kabul edilen standartların dışında yer almasından dolayı ilgilenirler. Bunların dışında bir sebep de negatif yansıtma olarak nitelendirdiğim ( kıskançlık ) durum gerçekleşmektedir. Haydi bir tane sebep daha uydurayım. Paylaşılan ortak alan küçüldükçe, uğraşılan konular ve yaşanılan hayatlar sığlaştıkça ortak payda dedikodu objesi olmaktadır. Bu çerçeveden baktığımda dedikodu daha az zararlı bazen de tamamen zararsız bir nitelik kazanmaktadır.
Oysa ki söylenti daha grupsal bir içerik taşır bana göre. Yaşadığınız mahallede, çalıştığınız iş yerinde ortaya çıkan bir söylentiye zamanında müdahale edilmezse oluşabilecek hasarları düşünmek bile istemem. Dedikodu çoğu zaman yapıldığı ortamda kalmasına karşılık söylenti bazen sınırları da aşar şekillerde görülmüştür. (Atatürk'ün sirozdan değil de planlı ve kasıtlı şekilde öldürüldüğü söylentisi hala daha devam eder.)
İnsanlar ne zaman ki kendi hayatlarına eleştirel anlamda bakabilecekler ve ne zaman kendi hayatları hakkında karar alma mekanizmalarını düzgün olarak çalıştırabilecekler belki o zaman dedikodunun da anlamı ve fonksiyonu ortadan kalkacaktır. Zaten herkes kendi hayatını insan olmanın doğasından kaynaklanan şekilde kendine özgü yaşasa başkasının hayatı ile ilgilenmeye ne vakit ne de fırsat bulacaktır.
ntiye zamanında müdahale edilmezse oluşabilecek hasarları düşünmek bile istemem. Dedikodu çoğu zaman yapıldığı ortamda kalmasına karşılık söylenti bazen sınırları da aşar şekillerde görülmüştür. (Atatürk'ün sirozdan değil de planlı ve kasıtlı şekilde öldürüldüğü söylentisi hala daha devam eder.)
İnsanlar ne zaman ki kendi hayatlarına eleştirel anlamda bakabilecekler ve ne zaman kendi hayatları hakkında karar alma mekanizmalarını düzgün olarak çalıştırabilecekler belki o zaman dedikodunun da anlamı ve fonksiyonu ortadan kalkacaktır. Zaten herkes kendi hayatını insan olmanın doğasından kaynaklanan şekilde kendine özgü yaşasa başkasının hayatı ile ilgilenmeye ne vakit ne de fırsat bulacaktır
'gezginci'